ASR SÛRESİ
2
ASR SÛRESİ
Mekke'de inmiştir, 3
âyettir.
Takdim
Asr sûresi
Mekke'de inmiştir. İnsanın mutluluk veya bedbahtlık; bu hayatta başarı veya
zarar ve helakinin sebebini açıklamak için gayet veciz ve açık bir şekilde
gelmiştir.
Yüce Allah, asra yani içinde,
insan ömrünün sona erdiği zamana ve bu zamanda bulunan çeşitli fevkalâde
şeylere, Allah'ın kudretini ve hikmetini gösteren ibretlere yemin etti ki dört
vasfı taşıyanların dışında bütün insanlar ziyanda ve kayıptadır. Bunlar iman,
iyi amel, hakkı tavsiye ve sabra sarılmaktır. Bu dört şey, faziletin esasları ve
dinin temelidir. Bundan dolayıdır ki, İmam Şafiî; "Yüce Allah bu sûreden başka
bir şey indirmemiş olsaydı, bu sûre insanlara yeterdi" demiştir. [1]
Bismillâhirrahmânirrahîm
1, 2, 3. Asr'a yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir.
Ancak îman edip salih ameller işleyenler,
birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler
müstesna.
Âyetlerin Tefsiri
1, 2. Zamana
yemin ederim ki, insan zarardadır. Çünkü o, dünyayı ahrete tercih etmekte,
nefsânî ve şehvanî arzularına mağlûp olmaktadır.
Zaman içinde çeşitli, enteresan ve harikulade şeyler, ibret ve öğütler
bulunduğu için Allah ona yemin etti. İbn Abbâs şöyle der: Asr, zaman
demektir. Yüce Allah, çeşitli ve harikulade şeyleri kapsadığı için ona yemin
etti. Katâde de şöyle der: Asr, gündüzün son saatleridir. Yüce Allah, duhâva yani kuşluk vaktine yemin ettiği gibi buna da yemin
etti. Çünkü bunlarda Yüce Allah'ın sonsuz kudretini gösteren deliller ve etkin
öğütler vardır.[2]
Zaman, insanoğlunun en Önemli unsuru olduğu için Yüce Allah ona yemin etti. Zira
geçen her an, hiç şüphesiz senin ömründen geçmekte ve
ecelinden eksilmektedir. Nitekim şâir şöyle der:
Şüphesiz biz, geçirip tükettiğimiz
günlere seviniyoruz. Oysa geçen her gün, ömürden bir eksilme
demektir.
Kurtubî
şöyle der: Yüce Allah asra yani zamana yemin etti. Çünkü, durumların değişmesi
sebebiyle zamanda bir uyarıcılık ve bu hallerin değişmesinde Yaratıcının
varlığını gösteren deliller vardır. Bazıları şöyle der: Bu, ikindi namazına
yemindir. Çünkü bu namaz, namazların en faziletlisidir.[3]
3. Ancak, iman
edip salih amel işleyenler bunun dışındadır. Bunlar,
kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Çünkü değerli olana karşılık değersizi
satmışlar, geçici arzular yerine kalıcı iyi ameller işlemişler, birbirlerine
hakkı yani iman, tasdik ve Allah'a ibadet gibi bütün hayırları tavsiye etmişler
ve sıkıntı, musibet, ibadet etme ve
haramları terketme hususunda birbirlerine sabrı
tavsiye etmişlerdir. Yüce Allah bu dört şeyi yapanlar dışında bütün insanların
zararda olduğuna hükmetti. Bu dört şey iman, iyi amel, hakkı tavsiye ve sabrı
tavsiyedir. Çünkü insanın kurtuluşu ancak onun, iman ve iyi amelle kendisini;
nasihat ve irşatla da başkalarını mükemmelleştirdiğinde olur. Böylece hem Allah
hakkını, hem de kul hakkını yerine getirmiş olur. İşte özel olarak bu dört şeyin
zikredi İm esindeki sır ve hikmet budur. [4]
Edebî Sanatlar
Bu mübarek sûre birçok edebî
sanatı kapsamaktadır. Bunları aşağıda özetliyoruz:
1. Âyetinde
zikr-i cüz, irade-i kül vardır. Yani (insan)
kelimesiyle bütün insanlar kastedilmiştir. Daha sonra gelen istisna bunun
delilidir.
2. Âyetinde
kelimesinin nekre olarak getirilmesi, ziyanın büyüklüğünü ifade eder. Yani insan
büyük bir zararda ve şiddetli bir kayıptadır.
3. Âyetinde
fiilin tekrarı ile itnâb yapılmıştır. Bu, tavsiye
işine son derece önem verildiğini ortaya koymak içindir.
4. "Hakkı
tavsiye edenler"den sonra "Sabrı tavsiye edenlerin"
gelmesiyle, umûmdan sonra hususun zikri yapılmıştır. Zira sabır, hakkın ifade
ettiği umûmi mânâya dahildir. Ancak Yüce Allah sabrın faziletinin yüceliğini
ifade etmek için onu ayrıca zikretti.
5.
kelimelerinde akıcı bir seci' vardır. Bu da güzelleştirici edebî
sanatlardandır. [5]
Bir Uyarı
Beyhakî
"es-Şuab"ta, Ebû Huzeyfe'nin (r.a.) ki bu zat Sahabeden idi. Şöyle dediğini
rivayet eder: Rasulullah'm (s.a.v) Ashabından iki adam
buluştuklarında, biri diğerine "ve'l-asr" sûresini okumadan ve birbirlerine selâm vermeden
ayrılmazlardı.[6]
Yüce Allah'ın yardımı ile "Asr Sûresi"nin tefsiri bitti. [7]
[1] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/417.
[2] Bahr,
8/509
[3] Knrtnhî
9n/17Q
Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat:
7/418.
[4] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/419.
[5] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/419.
[6] Beyhakî
[7] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/419.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder